Low-code bileşenler, AppMaster gibi low-code bir geliştirme platformundaki önceden oluşturulmuş, yapılandırılabilir öğeleri ifade eder; bu öğeler, geliştirmeyi kolaylaştırmak ve geleneksel programlamanın derinlemesine anlaşılması ihtiyacını azaltmak için bir uygulama tasarım sürecine kolayca entegre edilebilir. Diller. Bu bileşenler, bir uygulamanın arayüzüne sürüklenip bırakılabilen kullanıma hazır işlevler ve görsel öğeler ile kullanıcı dostu bir şekilde özelleştirilebilen önceden oluşturulmuş mantık ve arka uç bağlantıları sunarak uygulama tasarım sürecini basitleştirir.
low-code platformlar bağlamında bileşenler, uygulamaların minimum düzeyde elle kodlamayla hızlı bir şekilde oluşturulmasına olanak tanır ve uygulama geliştirmenin daha geniş bir kullanıcı yelpazesine açılmasını sağlar. İşletmeler ve geliştiriciler, daha hızlı geliştirme döngülerini kolaylaştırdığı, uygulama geliştirme maliyetlerini düşürdüğü ve teknik borcun azaldığı için low-code bileşenlerin kullanılmasından benzer şekilde yararlanabilir. Forrester Research'e göre, low-code pazarı 2022 yılına kadar 21,2 milyar dolara ulaşacak ve yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) %40 olacak.
Low-code bileşenler genel olarak üç kategoriye ayrılabilir:
1. Kullanıcı Arayüzü (UI) Bileşenleri: Bu bileşenler, bir uygulamanın grafik kullanıcı arayüzünü (GUI) oluşturan ve sorunsuz, görsel olarak çekici bir kullanıcı deneyimi tasarlamaya yardımcı olan görsel öğelerdir. Kullanıcı arayüzü bileşenlerine örnek olarak düğmeler, etiketler, metin kutuları, simgeler, menüler, iletişim kutuları ve gezinme öğeleri verilebilir. AppMaster platformu, web için Vue3 ve Android için Kotlin/ Jetpack Compose ve iOS için SwiftUI gibi popüler çerçeveleri kullanarak web ve mobil uygulamalar tasarlamak için çok çeşitli UI bileşenleri sunar.
2. Arka Uç/Mantık Bileşenleri: Bu bileşenler, uygulamanın davranışını yönlendiren temel iş mantığını ve işlevsellikleri oluşturur. Veritabanlarına ve dış hizmetlere bağlantılar kurar, veri manipülasyonunu etkinleştirir, hesaplamalar yapar ve uygulama durumlarını yönetirler. Örneğin AppMaster, görsel bir BP Tasarımcısı sağlar ve Go programlama dilini kullanarak arka uç uygulamaları oluşturarak geliştiricilerin platform içinde iş süreçlerini ve mantığı görsel olarak oluşturmasına ve değiştirmesine olanak tanır.
3. API Bileşenleri: Bu bileşenler, farklı yazılım programlarının nasıl etkileşimde bulunduğunu ve veri alışverişinde bulunduğunu tanımlayan bir uygulamanın uygulama programlama arayüzünü (API) oluşturmak için kullanılır. Örneğin RESTful API bileşenleri, geliştiricilerin uygulamaları içindeki kaynakları kolayca oluşturmasına, okumasına, güncellemesine ve silmesine olanak tanıyarak, kapsamlı kodlama çabalarına gerek kalmadan karmaşık uygulamalar oluşturmayı kolaylaştırır. AppMaster REST API ve WSS Uç Noktalarını otomatik olarak oluşturarak geliştiricilere Swagger (OpenAPI) biçiminde kapsamlı belgeler sağlar.
Bu temel kategorilere ek olarak, low-code bileşenler aynı zamanda üçüncü taraf hizmetleri, araçları ve kitaplıkları ile entegrasyonları da kapsayabilir ve bu da low-code uygulama geliştirmenin hızını ve yeteneklerini daha da artırır. Örneğin AppMaster, birincil veri deposu olarak kullanılmak üzere PostgreSQL uyumlu herhangi bir veritabanıyla sorunsuz bir şekilde bütünleşir ve oluşturulan uygulamaların bulut ortamlarına konuşlandırılmasını destekler.
low-code bileşenleri kullanırken, oluşturulan uygulamaların ölçeklenebilirliğini, performansını ve sürdürülebilirliğini dikkate almak önemlidir. AppMaster nihai üründe herhangi bir teknik borç kalmamasını sağlamak için bir uygulama her güncellendiğinde sıfırdan uygulamalar oluşturarak bu endişeleri giderirken, yerel mobil uygulamaların App Store ve Play Market'e yeni sürümler gönderilmeden güncellenebilmesini sağlar. Ayrıca platformun Go kullanılarak oluşturulan derlenmiş durum bilgisi olmayan arka uç uygulamaları, maksimum ölçeklenebilirlik sağlayarak onu kurumsal ve yüksek yüklü kullanım senaryolarına uygun hale getirir.
low-code bileşenlerin kullanımı, uygulama geliştirme sürecini önemli ölçüde kolaylaştırarak kapsamlı yazılım çözümleri oluşturmaya yönelik 10 kat daha hızlı ve 3 kat daha uygun maliyetli bir yaklaşım sağlar. Bu avantajlar, teknik bilgisi olmayan kullanıcıların bile uygulama geliştirme sürecine verimli bir şekilde katılmasına olanak tanıyarak, onlara benzersiz iş gereksinimlerini karşılayan uygulamaları oluşturma ve yönetme olanağı sağlar. Geliştiriciler, AppMaster gibi bir platformda low-code bileşenlerin gücünden yararlanarak, daha kısa sürede ve daha az kaynakla daha sağlam, ölçeklenebilir ve kullanıcı dostu uygulamalar oluşturmak için en son teknolojinin avantajlarından yararlanabilirler.